Mini minnoşum bu sabah kahvaltısını güzelce yaptı. Yine ayvalı ıhlamurda yumuşattığım cici bebe ve birkaç kaşık da pınar beyaz. Öğlen haşlanmış havuç ve kabak, çok az da olsa başarıyla mayaladığım yoğurttan yedi. Yemekten sonra biraz yeşilliklerde dolaştık, çarşıya kadar gittik geldik; güneşli, ılık ama rüzgârlı olduğundan kısa kestik gezintimizi. Bakalım kara kış günlerinde ne yapacağız? Kar, buz, ayaz, yağmur, çamur olmazsa minnoş kızımla yeşilliklerde gezelim istiyorum. Kısacık gezintimizden sonra eve geldiğimizde fındık kızımı emzirdim ve o da hemencik uyudu. 2 saatlik uykusundan sonra kalktığında saat zaten 18.30 olmuştu. Meyveyi verememiş oldum. Akşam Defneciğimizle hep birlikte yemek yedik. Kendimize diye yaptığım sarı mercimek çorbasından bol kekikli (Doktorumuz "Bol nane ve kekik katın yemeklere." dedi.) ,tuzsuz olarak içirdik, birkaç kaşık da taze fasulye yedirdi babacığı. Bu arada taze fasulyeyi dana eti ve kemikli etle pişirdim, onun suyundan da çorbaya kattım. Çorbaya iyi ki yağ katmamışım; çünkü çok yağlı oldu; ama lezzetliydi. A bir de soğansız yapıyorum ben artık mercimek çorbasını, hiç gerek yok, çok leziz oluyor.
Nazar değmesin ilk kez tatmasına rağmen hepsini afiyetle "haammm" yaparak yedi fındık kızım. Bakalım böyle devam edecek mi?